Dünyada canlılığın devamı için gerekli kaynakların başında hiç şüphesiz su geliyor. Su kaynaklarının tükendiği veya su kaynaklarına erişimin zorlaştığı bir dünyada, canlıların yaşamı tehlikeye girmekte; tarımsal ve endüstriyel faaliyetler sürdürülemez hale gelmektedir. Su ayak izi, bu nedenle günümüzde en önemli çevresel konulardan biri haline gelmiştir.
Kişi başı su tüketiminin sürekli arttığı ve ne yazık ki su kaynaklarının giderek azaldığı bir dönemdeyiz.
İnsanın doğal kaynakları tüketme hızı, doğanın kendini yenileme hızının %50 üzerine geçmiş durumda…
Türkiye’de içme ve kullanma amacıyla günlük kişi başına düşen su miktarı 216 lt’dir. Mal ve hizmetler aracılığıyla tüketilen su miktarı ise kişi başı günlük 5.416 lt’dir.
Sınırlı su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak için uluslararası ölçekte çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Su kullanım miktarının belirli global göstergeler ile ölçülmesi de bu çalışmalar arasındadır. Bu göstergeler arasında en önemli ve en temel araçlardan birisi de su ayak izidir.
Su Ayak İzi Nedir?
Bir ürün ya da hizmetin, ilk üretim aşamasından son kullanıcıya iletilmesine kadar geçen süreçte doğrudan veya dolaylı olarak sebep olduğu su tüketim miktarıdır. Yalnızca üretici veya tüketici olarak kullandığımız suyu değil aynı zamanda dolaylı yollardan tükettiğimiz su kullanımının da toplamıdır.
Su ayak izi hesaplama işlemi her eylem ve her ürün için yapılmaktadır. Bir bardak meyve suyu için sadece birkaç litre su harcamış gibi görünsek de aslında kullandığımız meyve suyunun üretilmesi, toplanması, taşınması, dağıtılması, perakende ya da toptan olarak satılması gibi adımların her birinde doğrudan veya dolaylı olarak bir su kullanımı mevcuttur. Su ayak izi kavramı bütün bu süreçlerin tamamını kapsayan bir çalışma sonucunda hesaplanır.
Su Ayak İzi Hesaplama İşlemi
Su ayak izi hesaplama işlemi için internette basit, hızlı ve doğru sonuçlar veren çeşitli hesaplama araçları mevcuttur. Bu araçlar ile en azından bireysel olarak ne kadarlık bir su ayak izine sahip olduğunuzu görebilirsiniz.
Su ayak izinin yeşil, mavi ve gri olmak üzere 3 bileşeni vardır.
Yeşil Su Ayak İzi:
Çoğu zaman doğrudan yağmur suyu kullanımından kaynaklı su ayak izi olarak tanımlanmaktadır. Yeşil su ayak izi, toprağın kök bölgesinde depolanan ve bitkiler tarafından buharlaşma, terleme veya her ikisi şeklinde atmosfere salınan ve sonrasında yağışa dönüşen sudur. Özellikle tarım, bahçecilik ve ormancılık faaliyetleri için önemlidir.
Mavi Su Ayak İzi:
Yüzeydeki ya da yer altındaki su kaynaklarının kullanılmasını tanımlar. Sulu tarım, sanayi ve evsel su kullanımının her biri genellikle mavi su ayak izine sahiptir.
Gri Su Ayak İzi:
Su kullanımını değil, su kirliliğini ifade etmektedir. Yani, bir ürün ya da hizmetin üretimi sürecinde su kaynaklarının kirlenmesine neden olan her bir unsurun oluşturduğu kirlilik oranı gri su ayak izi olarak tanımlanmaktadır.
Bir ülkede üretiminde su ayak izi hesaplanarak su ayak izinin tarım, sanayi ve evsel kullanım gibi bileşenleri de ortaya koyulabiliyor.
Su Ayak İzi Nasıl Azaltılır?
Su ayak izini azaltmanın en etkili yöntemi su tasarrufudur. Konuyu daha iyi anlamak için, en basit örnekleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Dişlerinizi fırçalarken musluğu kapatmak
- Su tasarrufu sağlayan tuvaletler kullanmak
- Su tasarrufu sağlayan bir duş başlığı takmak
- Daha kısa duş almak
- Sadece gerektiğinde kıyafetlerini yıkamak
- Evsel sızıntıları gidermek
- Bahçede ve temizlik sırasında daha az su kullanmak
- İlaçları, boyaları veya diğer kirleticileri lavaboya atmamak
Su ayak izini dolaylı olarak azaltmak için yine bireysel düzeyde yapılabilecek bazı eylemler ise şunlardır:
- Kahve yerine çay içmek
- Şekeri azaltmak, mümkünse sıfırlamak
- İşlenmiş gıdalardan uzak durmak
- Daha fazla yerel ürün yemek
- Ürün miktarını değil kalitesini önemsemek
- Çevre dostu temizlik ürünleri kullanmak
Bireysel çabaların dışında işletmeler de kendi operasyonları içinde su ayak izini azaltmak, tedarik zincirine müdahale etmekten daha kolaydır. Ancak nicel olarak tedarik zincirindeki su ayak izinin azaltılması, operasyondaki bir azaltımdan daha etkili olduğu gözlemlenebilir. Bu gibi durumlarda da, tedarikçileri su ayak izi hesaplama ve azaltma yönünde yönlendirmek, tedarikçi anlaşmalarında ve seçimlerinde su ayak izi kavramını ön planda tutmak, standartlar belirlemek etkili olacaktır.