Deniz ve göl gibi su alanlarının kirlenmesi, birçok canlı türünün zarar görmesini hatta yok olmasını beraberinde getiriyor. Gerek evsel gerekse sanayi atıklarıyla mevcut su kaynaklarının kirlenmesi, bu kaynakların tekrar kullanılamaz duruma gelmesine neden oluyor. Her bireyin ortak bir anlayışla üstüne düşen görevi yerine getirerek su kirliliği ile mücadeleye katkıda bulunması mümkün. Su kirliliğini kontrol altına almanın etkili yollarından biri, su tüketimini minimum seviyeye indirmekten geçiyor. Duş süresinin olabildiğince azaltılması, diş fırçalarken suyun açık bırakılmaması, tıraş olurken suyun asgari düzeyde kullanılması gibi günlük hayatta basit bir şekilde uygulanabilen yollar oldukça önemli yer tutuyor.

SUYA KARIŞAN MADDELERE DİKKAT

Ev hayatında uygulanabilecek ve tüm su varlığını etkileyebilen diğer kolay yollardan birisi de mutfakta harcanılan su ve lavabo yoluyla suya karışan maddelere dikkat etmekten geçiyor. Mutfakta özellikle meyve ve sebzelerin yıkanması, tezgâh temizliği ve özellikle bulaşıkların yıkanması sırasında gereğinden fazla su tüketimi çok ciddi boyutlara varabilen sorunun başında geliyor. Az miktarda su ile besinlerin yıkanması, tasarruf sağlayan makinelerin elde yıkamaya oranla daha fazla kullanılmasına özen gösterilmesi su kirliliğini önlemede son derece önemli bir adım olarak kabul ediliyor.

SU KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİNDEN BİRİ DE LAVABOYA DÖKÜLEN YAĞLAR

Lavabo yolu ile giderden çıkan suyun geri dönüştürülebilmesi mümkünken yağların bu yolla atılması suyu tamamen işlevsiz hale getiriyor. Yağların lavaboya atılmayıp bir yerde biriktirilmesi ve atık yağ tesislerine gönderilmesi sorunu önleyebilecek en etkin çözüm.